Girişimci adayının atması gereken ilk önemli adım sorun bulmaktır. Daha önce yayımlanmış olan “Girişimcilik 101” yazımda bunun önemine üstün körü değinmiştim. Bugün bu yazımda ise önemini daha fazla irdeleyeceğim ve “Sorun nasıl bulunur?” sorusunun cevaplarını arayacağım. Hadi birlikte sorun bulmanın önemini irdeleyelim.
Girişimcilikte bir tane başrol oyuncusu vardır. İsmi ise sorundur. Her dizide olduğu gibi başrol oyuncusu girişimcilikte de önemlidir. Girişimci “Aklıma bir fikir geldi!” deyip bu fikri hayata geçirmeye çalışmaktansa, “Bir sorun buldum!” söylemiyle yola başlamalıdır. Yani öncelikle sorununu bulmalıdır. Sorun birçok şey olabilir. Genel olarak gündelik hayatımızda -özellikle İstanbul’da- çok fazla şikâyet ettiğimiz trafiği kendinize sorun olarak seçebilirsiniz ama onu seçiş tarzınız da çok önemlidir. Mesela sadece trafik bir sorun arz etmez. Asli sorun trafik yüzünden eve geç kalmak olabilir ya da ambulansların trafik yüzünden hastaları zamanında hastaneye yetiştirememesini olabilir. Sorununuzu bulup onu net şekilde tanımlamalısınız ki başrolünüzü birine tanıttığınızda ilgilendiğiniz sorunu kişi hemen anlayabilsin. Sorunu tanımlamamızın bir faydası da ekibinizin ortak paydada buluşturabilmesidir. Ortak paydada buluşmuş ekip sorunu benimser ve ona göre hareket eder. Sorunu bulmanın en önemli noktası sorun gerçek ise size her zaman kaynak sağlar. Peki bu ne demek? Bunu bir örnek ile anlatmam yerinde olacaktır. Getir bir sorun buldu. Eve hızlı bir şekilde ürün tedariki sağlanamıyordu. Mesela kahveniz bittiğinde markete gitmeniz gerekiyordu ya da marketiniz sipariş ile getiriyorsa sipariş vermeniz gerekiyordu. Her iki yöntem de size belirli bir uğraş olarak geri dönüyordu ve zaman kaybı yaratıyordu. Getir ise kaybedilen zamanı kısaltmayı vaat ediyordu. Hem hızlı bir şekilde hem de size uğraş verdirmeden kahvenizi elinize ulaştırıyordu. Sorunu çözüme ulaştırmıştı. Artık evlere bazı market ürünleri hızlı bir şekilde geliyordu ama sorunu çözdük deyip durmadılar. Çünkü sorun çözülmesine rağmen bitmemişti. Getir’e yeni özellikler ekleyerek girişimlerine değer katmaya devam ettiler. Artık ürün yelpazeleri ve kategorisi çok gelişti. Damaca su getirmekten tutun sıcak yemek getirmeye kadar hizmet vermeye başladılar. Hatta en son “Çarşı” diye adlandırdıkları, bulunduğunuz mahallenin esnafından alışveriş yapma özelliğini de getirdiler. Bu kadar işin arkasında aslında temel bir başrol yatıyor. Doğru başrolün bulunmuş olması. Onlar ise sadece bu başrol doğrultusunda güzel çözümler üretiyorlar. Kısaca özetleyecek olursak sorununuzu bulmanız, onu tanımlamanız ve iyi bir sorun olduğunu test etmeniz çok önemli.
Sorun bulmanın öneminin anlaşıldığını düşünüyorum. Peki sorun nasıl bulunur? Aslında sorun bulmak, çok zor görünen bir şey olsa da inanılmaz derecede kolaydır. Çünkü hayatımız da bir nevi sorunlar silsilesinden oluşuyor. Kendi hayatınızda olan bir sorununuzu arayabilirsiniz. Gününüzü biraz daha farkındalığınızı arttırmış şekilde incelerseniz, kendi hayatınızda olan sorunları bulmanız çok kolay olacaktır. Sonrasında bu sorunlar diğer insanların hayatlarında var mı, varsa onlar için ne kadar çözülmesi gereken bir sorun olduğunu araştırmasını kendiniz ya da ekibinizle yapabilirsiniz. Kendi hayatınızdan bulamıyorum derseniz sektör sektör de bakabilirsiniz. Sektörlerde çalışan insanların işlerini yaparken yaşadıkları sorunlara bakabilirsiniz. Size verebileceğim son tavsiye geniş odaklı sorun ana başlıklarına bakabilirsiniz. Mesela Avrupa Birliği sürdürebilir kalkınma amaçlarını inceleyebilirsiniz. Bunlar dünyanın resmen tescillenmiş sorunlarıdır. Onlardan birinin alt başlığını çözmeye çalışmanız hem size hem dünyaya çok şey katacaktır.
Bugün sorunun nasıl bir başrol olduğu konusuna ve bu başrolün nasıl bulunacağı konusuna değindik. Bulmakta zorlanmaya devam edebilirsin girişimci adayı bu çok olağan. İnternetten bildiğin girişimlerin hangi sorunlara odaklandığını araştırmanı tavsiye ederim, farkındalığını arttıracaktır. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.