Girişimcilik 101

Günümüzde hemen hemen her gün girişimcilik diye bir şey duyuyoruz. Bulunduğum ortamlarda girişimcilik lafını duymaya başladığım zamandan beri ben bir kenarından köşesinden dahil olmaya çalıştım. Bundan dolayı bugün size kendi gördüklerimi ve bilgilerimi aktaracağım.

Girişimcilik bana ilk olarak özgürlüğü ve mücadeleyi anlatıyor çünkü girişimcinin asli görevi bir sorun bulmak ve bunu çözüp doğru kanallarla paylaşmaktır. Girişimcinin görevi mücadelenin en çok yaşandığı kısım diyebiliriz. Sorunu bulması bile başlı başlına bir mücadeledir. Özgürlük kısmına baktığımızda ise girişimciliğe baş koymuş birisi, sorun kısmından tutun ürünü satmaya kadar olan kısımlarda kararlarından tamamen kendisi sorumludur. Doğru şeyler yapmak ya da hata yapmak tamamen, kişinin kendi inisiyatifi sonrasında aldığı kararlarla belli olur. Hata yapmak demişken aklınıza “hata çok fazla yapılıyor mu?” sorusu gelebilir. Sorunun cevabı ise çok basit. Evet… Girişimcinin hata yapması en değerleri silahlarından biridir.  Hata yaparak kişi hem kendisine hem girişime deneyim kazandırmış olur.

Girişimcilik konusuna giriş yaptık ama girişimciler genelde nasıl yetkinliklere sahip oluyorlar bunları konuşmadık. Biraz da bu konu hakkında konuşalım. Girişimcilerin -özellikle başarılı olanlarında- en dikkat çekici yetkinlik güzel iletişim diyebilirim. Sosyal ya da özgüvenli olmayan girişimcilerin bile özellikle kendi konularında temiz, yalın ve anlaşılır iletişim kurabildiklerini gördüm. Girişimci olmak gibi bir hedefiniz varsa iletişiminizi her daim geliştirmeye çalışmanızı öneririm.

Bir diğer özellik ise kararlı olmaları. Kararlı olmak ile inatçı olmanın arasında küçük farklar olsa dahi bu farklar sayesinde çok farklı iki kavram olmuşlardır. Kararlı olan girişimci ile inatçı olan girişimci arasındaki farkı, gördüğüm örneklerden yola çıkarak bahsetmek isterim. Kararlı olan girişimci sorununa odaklıdır, asli amacı bu sorunu çözmektir. Sorunu çözerken çözümünü değiştirebilir ya da yaptığı bütün planları baştan yapabilir. Çünkü kararlı olan girişimci ekibine, kendine ve bulduğu sorunun varlığına inanır. İnatçı girişimci ise daha çok soruna değil çözüme odaklıdır. Çözümünün dünya üzerindeki en doğru çözüm olduğunu kabul etmiş durumdadır. Ekibine güvenir ama gelişmelerden doğru geri dönütleri alamaz ve yenileme yapamaz durumdadır. Son olarak verebileceğim bir bilgi ise inatçı girişimciler genellikle geleceğini, bir durumun olumlu ya da olumsuz olmasına bağlamıştır. Örnek verecek olursak istedikleri fon ya da yatırım gelirse girişimin devam edeceğini söylerler. Oysaki bu istediklerinin olup olmaması girişimin geleceğini etkileyen birer etkileyen faktör değildir. Girişimlerde paranın süreç hızlandıran ya da süreci sonlandırmayı sağlayan araçlardan biri gibi görülmesinde fayda vardır.  Girişimin geleceğini etkileyen faktörler ekibin kendisine ve bulunduğu dönem gibi birçok etkene bağlıdır, sadece para bir etken olarak görülmemelidir.

Girişimci nasıl olmalı üzerine biraz konuştuk. Bundan sonra akla gelen soru ise biri “nasıl girişimci olur ve adımları nelerdir?”. İlk önce kişi, önünde birden fazla yol olduğunu bilmelidir. Çünkü her girişimcinin yolu diğerinden farklıdır ama burada ben size bir yol göstermek isterim. Öncelikle kendinize bir sorun bulmalısınız. Sorunu bulduktan sonra, onu çözüme götürebilecek bir ekibe ihtiyacınız olacaktır. “Bu ekibe insanlar nasıl seçilir?” cevaplaması daha uzun bir sorudur ama şu an, onların nasıl olması gerektiğine ve nasıl bir yapıda olmalarına dair bilgi verebilirim. Genellikle girişimlerde ekip yapısının üç kişilik olması önerilir. Biri daha çok teorik işlerle uğraşan mahlası hacker olan kişi, bir diğeri ise takımı toparlayacak ve yönetecek aynı zamanda girişimin iş modeli tarafıyla uğraşacak kişi yani mahlasıyla hustler, ekibin son üyesi hipster ise ortaya çıkacak ürünü ve iş modelini müşteriler için en doğru forma sokup pazarlayacak ve bunu cazip hale getirmeye çalışacak kişidir. Bu üç kişi, saydığım görev tanımlarını yerine getirmek için yetkin ve hevesli olmalıdır.  Ekibiniz bu üç kişiyle oluştuktan sonra ilk göreviniz -ki bu girişimin ilk adımıdır- sorun hakkında araştırmalar yapıp bilgi toplamak olacaktır. Bu yolu ilerlediğinizde, girişiminizin ilk adımlarını atmış, bir nevi sizde bir girişimci olmuş olacaksınız.

İlerleyen yazılarımda az önce bahsettiğim sorun bulma ve ekip kurma konularını daha fazla irdeleyeceğim ama söylemek istediğim bir şey daha var. İlerleyen zamanlarda sana girişimci diye seslenebilmemizi istiyorsan çok fazla emek vermeli, çok ter akıtmalısın. Çünkü girişimcilik; mükemmel giden bir şirketin, bir iki yıl geri kalmasıyla birlikte batmasını bile görebileceğimiz nankör bir sektördür. Her daim çalışma, azim ve sabır ister. Umarım kendi yolunu azimle çizersin ve sana girişimci diye sesleniriz.